Ayrılık sıkıcıdır. Bunaltır, daraltır, bi memnuniyetsizlik hissi yaratır kendi çevresinde. Duvarlar daha yakın görünür artık göze. Sevdiğin herşeyi sevmez, sevmediklerinle de 40 yıllık ahbap olursun. Sanırım ayrılık adamı dengesiz de yapar.
Bakışlar boşlaşır. Tv de oynayan erotik yapım dahi olsa boş boş bakar çiftlerin bakışma kısmında ayıkır duygusallaşırsın. Kahpe dediğimiz felek pornoda bile gider, olmicak yerde ayıltır seni.
Ha bu benim tezim değil tabi bi arkadaş dediydi.
Kimseyle konuşasın gelmez. En sevmediğin sorular onunla ilgilidir çünkü. Bilirsin işine gelmeyen yorumlar yargılar gider, o en sevdiğini idam eder. Sindiremessin farkında olduklarını bile onlardan duymayı. Ne olursa olsun ulan onlar kıymetlidir! Sana dair bi şeyleri hala içinde barındıran o kişi senindir.
Ne demiştik;
Bizi en çok sevdiklerimiz yaralar. Ramiz e bağlayıp "herkes öldürür sevdiğini yeğen" dedirtmeyin bana modum Cengiz Kurtoğlu bugün öldürmek yok. Ümit Besen de bize ters nikahına gidecek kadar da gavat değiliz hani.
Şimdiki morukların diğer akranlarıyla yanyana geldiklerinde "bugün günlerden neydi? Haa cuma mıydı lan? Ya bu günler ne ara geçip gidiyo ömür tükeniyo yeminlen" muhabbetinden en uzak olanlardır ayrılık acısı çekenler. Çünkü onlar için zaman; arkadaşlarının onlara layık gördüğü ilaç, çekene ise kendine layık gördüğü işkencedir. Ne geçer, ne merhem olur. Öyle şeyler çıkarır ki önüne "unutursan senin götünde midye dolma yaparım ayıqss ;)" der. Unutturmaz kimi zaman geçiştirir, uyandığında daha fazla özletir.
Özlemek kötü biri be.
Hayatı çekilmez kılan şey bazen zaman değil özlemdir. Şu hayatta özlemek diye bişi olmasa daha yaşanılır şeyler parklar ormanlar çiçekler falan filan..
Anladınız beni.
Onunla hiç konuşmadan geçiştirdiğiniz zamanlar bile, yine onunla kurulan kısa filmlik hayallerle doludur. Ha ayrılınca göte monte evet ama neticede zaman israfınızı yine onunla edersiniz.
Ama yine de siz siz olun hep konuşun birbirinizle.
Saniyelere bile sıkıştırın bişeyler 3-5 ne ise. Sonra çok üzülüyosunuz lan.
Bir elinizde telefon, diğer elinizde çay varken telefonu ağıza götüren türden dalgınlıklar, çalıştığınız iş yerinde patronunuzun gerizekalıymışsınız gibi 4 kere tekrarladığı işi unutmalar, evin yolunu uzatıp değişik sokakları evleri incelemeler, kulaklıkta çalan şarkılara sövmeler, aile bireyleriyle yaşanan kısa süreli ama uzun vadeli ekşınlar..
İşte bunlar hep seks.
Hadi bakalım verdim subliminali şimdi çıkın işin içinden.
Aşk, adamı yaşatır beyler.
Sonra sövdürür
Ölmeyi beklemeyin boşa inadına yaşatır.
Aşk var ya zombi lan. Bi yakalıyo piç bi ısırıyo ahan da gitti.
Vampir miydi lan o yoksa? Aman işte her ne sikimse.
Neden mi bu kadar aşk diyorum? 40 kere söyleyince özlediğiniz geri dönüyomuş. Aşkı büyük olanın... şeyi de büyük oluyomuş kalbi.
Ah ulan keşke hepsi bu kadar olsa.
Ayrılığın kurduğu cümleler hep "keşke"lerle başlar, geçmiş zaman ekleriyle dolar, tuzlu sulu gözyaşlarıyla kağıda dökülür, dağ başını duman alır, gümüş dere durmaz akar, damardaki kan durmaz akar falan derken bi bakmışsınız aşka gelmiş evi türk bayraklarıyla doldurmuşsunuz.
Neyse abartmayalım.
Aşk, insana yazdırır, ayrılık sayfalara sığdırmaz. Ne kadar çok sevdiyseniz, o kadar aşk acısıyla tatlanır yürekleriniz. Siz de tanışırsınız o memleket getirisiyle hadi bakalım.
"Seviyorsan git konuş bence" lafı sevenler için kullanılmıştır. Aşıklar konuşamaz. Birbirlerine sinyal verirler. En büyük sinyalleri hisleridir. Tesadüfler onlara yardımcı olur. Konuşmadan anlaşır, nefes aldıkça duyarlar birbirlerini.
Aşıksanız hissedin bence..
Ayrılık bir son değildir hacitler. Aşık adam için ayrılık, başka bi evrene geçişin ilk levelidir. O artık uzay boşluğunda kaybettiği koyununu arayan gerizekalı bir garip çobandır.
Şimdi benim 2-3 fetva vermem gerekir ev sahibi olarak siz güzel misafirlerime lakin;
Benim şapka düştü kelim gördündü mübarekler ve kel adamın ilacı yoktur. Kendi başına süreceği şey ilacı değil, öreceği çoraptır. Benim gibi kel kardeşlerime söyleyecek pek bi lafım da yoktur. Ev sizin misafir değilsiniz. Dilediğiniz gibi karıştırın buzdolabını.
Beklenen kış geldi, üşütmeyin kelleri. Zamanın tecavüzü kaçınılmazsa, zevk almaya bakın.
İnadına yaşayın ki, yaşasın aşklar.